Radius Distal Uç Kırığı Radius, ön kol kemiklerinden biridir. Ön kol kemiğine "antebrachium" denilmektedir. Antebrachium, üstte radius ve altta ulna olacak şekilde konumlanmıştır. Pronasyon (içe rotasyon) ve supinasyon (dışa rotasyon) hareketlerinde, radius hareket halinde iken ulna hareket etmez. Radius, proksimal kısmı ile humerusa, distal kısmı ile ise el bileğine eklem yapar. Radius'un distal uç kısmı el bileği ile eklem oluşturduğundan, el bileğinde oluşacak travmalar ve darbeler radius'un distal ucunda kırık meydana getirebilir. El bileği, birbirinden bağımsız hareket edebilme yetisine sahip olan karmaşık bir yapıdır. Radius'un distal uç kırıkları, yetişkinlerde en çok görülen kırıklardandır ve yaşa bağlı olarak artış göstermektedir. Distal radius metafizinde kortikal kemik kalınlığı azalırken, kansellöz kemik miktarında ise artış gözlenir. Radius Distal Uç Kırığı Sınıflandırılması
Frykman sınıflaması, kırığın eklem içi uzanımı odaklıdır. Mayo sınıflaması, radioskafoid ve radiolunat eklem uzanmasından dolayı bu ismi almıştır. Melone sınıflandırma sistemi ise prognoz ve tedavi seçeneklerinin belirlenmesi için radius distalinin eklem kolunun önemi dikkate alınmıştır. Jupiter ve Fernandez sınıflandırması ise kompresyon veya avülsiyon gibi yaralanma mekanizmaları odaklıdır. Radius Distal Uç Kırığı Tedavi Yöntemleri Radius'un distal uç kırıkları tedavisinde öncelik, bilek hareketini kısıtlamayacak şekilde redüksiyon sağlanmalıdır. Distal radius kırığı tedavilerinde üç ana yöntem bulunmaktadır:
Her üç yöntemin de kendine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Kemik yapıcı ve onarıcı ilaçlar ve gıdalar almak iyileşmeyi ve redüksiyonu hızlandırır. Ek olarak, rehabilitasyon sürecinde fizyoterapi ve uygun egzersizler, bilek ve el fonksiyonlarının maksimum seviyede geri kazanılmasına katkıda bulunabilir. Sonuç Radius distal uç kırıkları, özellikle yaşlı popülasyonda oldukça yaygın görülen bir kırıktır. Doğru sınıflandırma ve tedavi yöntemlerinin seçimi, hastanın iyileşme sürecini ve günlük yaşam kalitesini doğrudan etkiler. Bu nedenle, multidisipliner yaklaşımlar ve güncel tedavi protokollerinin takip edilmesi önem arz etmektedir. |